Uzak bir ülkede, yaşlı bir tüccar ve üç kızı vardı. En küçük kızları, adı Güzel olan bir kızdı. Güzel, diğerlerinden farklıydı. İçindeki güzellik, dış görünüşüne yansımıştı. Ancak, ailesinin yaşadığı zorluklar nedeniyle mutlu bir hayatları yoktu.
Bir gün, tüccarın ticaret gemisi denizde fırtınaya yakalandı ve alabora oldu. Tüccar, sadece bir gül alabilmek için bu deniz yolculuğuna çıkmıştı, ancak gemisi battı ve o korkunç bir fırtınada ölümden döndü. Eve dönüşünde, tüccar bir gül getirmeyi başardı ancak yolculukta talihsiz bir şekilde her şeyini kaybetti.
Tüccar, dönüşünde kızlarına hediyeler getirmeyi unutmadı. En küçük kızı Güzel’e, onun en sevdiği çiçek olan gülden bir demet getirdi. Diğer kızlar hediyelerini sevinçle karşılarken, Güzel sadece gülle mutlu oldu.
Bir gün, tüccarın haber getiren bir habercisi geldi. Tüccarın bir kredi borcu olduğu ve borcunu ödemediği için borçlu olduğu adamın tüm mal varlığına el koyacağını söyledi. Tüccar, bu haber karşısında perişan oldu. Ancak, Güzel babasını teselli etmeye çalıştı.
Güzel, babasının borcunu ödemek için kendi elleriyle gideceğini söyledi. Bunun üzerine tüccar, kızının bunu yapmasına izin veremediğini söyledi. Ancak, Güzel babasının kararlılığına direnmedi ve gizlice zengin bir adamın malikanesine gitti.
Malikaneye vardığında, Güzel zengin adamın aslında bir canavar olduğunu gördü. Canavar, tüccarın kızının kendisine gelmesini kabul edeceğini söylediği takdirde, tüccarın borcunu affedeceğini söyledi. Güzel, babasını kurtarmak için canavarın teklifini kabul etti.
Malikane, başlangıçta ürkütücü olsa da, zamanla Güzel ve canavar arasında bir dostluk gelişti. Güzel, canavarın kalbindeki iyiliği gördü ve onunla konuşarak onun insan ruhunu hatırlamasına yardımcı oldu. Canavar, Güzel’e olan sevgisiyle yavaşça insana dönüştü.
Bir gün, Güzel, babasını özlediğini hissetti. Canavara babasını görmesi için izin istedi. Canavar, Güzel’in mutluluğunu düşünerek babasına izin verdi ve ona bir hafta izin verdi. Ancak, babasını gönderdikten sonra Geri dönmeyi kabul etmeyen babasını özleyen Güzel’in isteğine karşın. Ancak, babası, kızının mutluluğunu düşünerek ve onun canavardan ayrılmasına dayanamayacağını bilerek, evine geri dönmedi.
Güzel, babasının iyiliğini ve sevgisini gördüğünde, gerçek mutluluğunun aşk ve sevgi olduğunu anladı. Canavar, Güzel’in gerçek mutluluğunu aradığını fark ettiğinde, ona serbest bırakma kararı aldı. Güzel, canavara gerçek aşkın gücünü öğretti ve canavar insan olma şansını yakaladı.
Ve böylece, Güzel ve Çirkin masalında sevgi, iyilik ve iç güzellik galip geldi. Güzel, insanın kalbinin ne kadar önemli olduğunu ve dış görünüşün ötesindeki değeri öğretti. Bu masal, herkesin içindeki güzellik ve iyiliği kutlar ve gerçek mutluluğun sevgi ve kabulden geldiğini hatırlatır.