“Fosforlu Cevriye“, Türk edebiyatında önemli bir yere sahip, Suat Derviş’in yazdığı bir romanın adıdır. 1949 yılında yayımlanan bu eser, dönemin İstanbul’unda yaşayan, alt sosyal sınıfa ait bir kadının, Cevriye’nin yaşamını ve aşklarını konu alır. Roman, Cevriye’nin parlak, fosforlu görünüşü ve çekiciliği nedeniyle bu isimle anılmasını ve yaşadığı toplumsal çevrede nasıl bir figür haline geldiğini anlatır.
Romanın öne çıkan yönlerinden biri, 1940’ların İstanbul’unun sosyal ve kültürel dokusunu yansıtmasıdır. Fosforlu Cevriye karakteri, o dönemdeki kadınların yaşam mücadelesi, erkek egemen toplumdaki yerleri ve aşkla ilgili beklentilerini simgeler. Suat Derviş, eserinde karakterin iç dünyasını, sosyal çevresiyle olan etkileşimlerini ve dönemin toplumsal normlarına karşı duruşunu detaylı bir şekilde işler.
“Fosforlu Cevriye”, aynı zamanda dönemin toplumsal ve ekonomik koşullarını eleştiren bir bakış açısı sunar. Cevriye’nin yaşadığı zorluklar ve karşılaştığı ayrımcılık, o dönemin toplumsal yapılanmasına ışık tutar. Suat Derviş, romanıyla kadınların toplumdaki konumuna dair önemli sorunları gündeme getirirken, Cevriye karakteri üzerinden kadınların özgürleşme mücadelesini de simgelemektedir.
Roman, yayımlandığı dönemden bu yana Türk edebiyatında önemli bir yer tutmakta ve farklı dönemlerde tekrar tekrar basılmış, çeşitli dillere çevrilmiş ve tiyatro oyunlarına, sinema filmlerine konu olmuştur. Fosforlu Cevriye’nin hikayesi, hem edebi değeri hem de toplumsal içeriğiyle dikkat çeker.